Tayland'ın çılgın başkenti antik ile modernin, geleneksel ile kozmopolitliğin hareketli bir karışımıdır. Yaya, tuk tuk, nehir teknesi veya Skytrain turuna çıkabilir; Yüzen pazarları, tapınakları, Budaları ve sarayları keşfedebilirsiniz. Yüzen bir restoranda akşam yemeği yiyin ya da nehrin karşısındaki yemyeşil ormana, gizli Bang Krao Jao bahçelerine kaçın. Sokak yemeği fikrinizi unutmayın ve bunu bir yemek kursunda kendiniz yeniden yaratmayı deneyin.

800 yıl önce bir dağın eteğinde kurulan Chiang Mai, güney sıcağından kaçabileceğiniz hoş bir sığınaktır. Şehrin kendisinde keşfedilecek tapınaklar ve harika bir fil sığınağının yanı sıra Tayland aşçılık dersleri ve büyüleyici bir gece pazarı da bulunmaktadır. Ayrıca yürüyüş, bisiklet ve rafting gibi macera sporları için de uygun bir noktadır.  

Bir zamanlar Tayland'ın kraliyet başkenti olmasına rağmen, bugün Chiang Rai ülkenin kuzey sınırına yakın, sakin ve sakin bir şehir. Kardeş şehri Chiang Mai'den daha az ziyaretçi çektiği için Chiang Rai, otantik yerel yaşamın yanı sıra daha küçük pazarları ve hem tarihi hem de modern çeşitli tapınakları keşfetme şansı sunuyor. Aynı zamanda Altın Üçgen'in kırsal bölgelerini ve köylerini keşfetmek istiyorsanız giriş kapısı görevi de görür.

Çevresi yüksek dağlarla çevrili, soğuk havası ve üç mevsim boyunca sisle kaplı olduğu için "Üç Sisin Şehri" olarak da bilinir. Şehir, doğal kaynakların güzelliği – dağlar, ormanlar, çiçekler – açısından zengindir ve Tayland’da mutlaka görülmesi gereken şehirlerden biri olarak öne çıkar.

Adı "mutluluğun şafağı" anlamına gelen bu UNESCO Dünya Mirası Alanı'nın tarihi, Siam'ın başkenti olduğu 13. yüzyıla kadar uzanıyor. Antik Budaların ve tapınakların çoğu artık restore edilmiştir.

Pierre Boulle’ün 1952 yılında yayımlanan Kwai Köprüsü romanının ardından, Kanchanaburi şehri, Kwai Nehri’nin turkuaz sularının üzerinden uzanan prefabrik metal köprüyle özdeşleşmiştir. Kitap, Tayland’dan Myanmar’a uzanan ‘Ölüm Demiryolu’ olarak bilinen, Japon kuvvetlerinin Müttefik savaş esirleri ve Asyalı işçileri kullanarak inşa ettiği demiryolu hattında şehrin stratejik konumunu vurgular. Kanchanaburi günümüzde, müzeleri, savaş mezarlıkları, heykelleri ve aynı hattı sürme imkânıyla bir anma yeri haline gelmiştir. Ancak bunun yanı sıra, nehir kenarındaki restoranlar, pazarlar ve dükkânlarla hareketli bir şehir olarak da gelişmiştir. Bu turkuaz sular ise Erawan Ulusal Parkı’ndaki şelalelere ve orman patikalarına kadar uzanmaktadır.

Tayland’ın “Küçük İsviçre”si olarak bilinen dağlık manzarasında, zaman zaman kar yağışı bile görülen Doi Angkhang, alçak bölgelerin sıcağından kaçmak için ideal bir yerdir. Burma sınırında yer alan Doi Angkhang, tepelerde yaşayan kabileleri ziyaret etme, çiçek ve meyve çiftliklerini keşfetme ve hatta Yunnan köylerini görme fırsatı sunarak komşu kültüründen bir kesit gösterir. Yerel rehberlerle doğa yürüyüşüne çıkabilir veya bisikletle Kral’ın kraliyet tarım projelerini gezebilirsiniz.

Bangkok'ta yaşayan Taylandlılar ve yabancılar için popüler bir hafta sonu kaçamağıdır. Hemen hemen her plajda bir düzine plaj tesisi, bar ve restoran bulunmasına rağmen, ziyaretçiler kamp yapmak istediklerinde buna izin verilmektedir. Hafta içi sessiz ve huzurlu, hafta sonları ise hareketli ve eğlenceli olan Koh Samet, Bangkok'a yakın olmasına rağmen, bembeyaz kumsalları, genellikle yıl boyunca harika olan havası ve çeşitli konaklama seçenekleri ile güzel bir adadır.

Tayland'ın güneyinde yer almaktadır. Tayland'ın en büyük adasıdır ve Andaman Denizi üzerinde bulunmaktadır.  Phuket'te büyük bir Çin etkisi bulunmaktadır; bu nedenle şehirde birçok Çin tapınağı ve Çin restoranı görebilirsiniz., Phuket’e dünyanın dört bir yanından gelen farklı etnik gruplar kendi geleneklerini ve festivallerini de adaya taşımaktadır. Büyük bir ada olan Phuket, Rawai, Patong, Karon, Kamala, Kata Yai, Kata Noi ve Mai Khao gibi birçok muhteşem plajla çevrilidir. Laem Phromthep seyir noktası ise Tayland’daki en güzel gün batımlarına sahip olduğu söylenmektedir.

Tayland'ın en büyük üçüncü adasıdır ve Ang Thong Ulusal Deniz Parkı'nı içeren, 80'den fazla adadan oluşan bir takımadadaki en büyük adadır. Ang Thong Ulusal Deniz Parkı, bir kano cenneti olup Ko Samui'den günübirlik geziler yapılabilmektedir. Samui, motosiklet veya araba ile sadece birkaç saatte dolaşılabilecek kadar küçük olsa da, öyle çeşitli plajlar ve aktiviteler sunar ki tek bir ziyaretle her şeyi deneyimlemek imkânsızdır. Chaweng, Lamai, Taling Ngam ve Natien gibi birçok güzel plaj burada yer almaktadır. Zengin doğasının yanı sıra, ada tarih ve kültürle de doludur.

Pattaya, Tayland Körfezi’nde, Bangkok’un sadece 150 km güneydoğusunda bulunan popüler bir sahil beldesidir – yalnızca iki saatlik bir araba yolculuğu mesafesindedir. Pattaya’nın hareketli gece hayatı oldukça ünlüdür, ancak yerel yetkililer son yıllarda plajların kalitesini artırmış ve tatil beldesini daha aile dostu bir destinasyon olarak yeniden konumlandırmıştır.

Muhteşem manzaraları ve nefes kesici plajları ve adaları ile ünlüdür. Mercan resifleri de dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip olup, şehri mercan dalışı için harika bir nokta haline getirmektedir. Sıcak su kaynakları, bir yaban hayatı koruma alanı, deniz mağaraları, gelişen mercan resifleri ve egzotik deniz yaşamı, kaya tırmanışı meraklılarını dünyanın dört bir yanından çeken kireçtaşı kayalıkları ve Koh Phi Phi ile Koh Lanta adalar cennetini içeren milli parkları gibi cazibe merkezleriyle, Krabi’de haftalar geçirebilir ve yine de daha fazlasını istemeden ayrılamayabilirsiniz.

Tayland’ın ilk ve en büyük milli parklarından biridir ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alır. Bangkok’un yaklaşık 200 km kuzeydoğusunda yer alan park, geniş çayırları, yoğun ormanları ve şelaleleriyle tanınır. Zengin biyolojik çeşitliliğe sahip olan Khao Yai, filler, gibonlar, kaplanlar ve çeşitli kuş türleri gibi birçok vahşi yaşam türüne ev sahipliği yapar. Trekking, doğa yürüyüşleri ve kuş gözlemi gibi aktiviteler için popüler bir yerdir.

Ülke'nin tarihi bir şehri olup, 1351 yılında kurulan Ayutthaya Krallığı'nın başkentidir. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu şehir, zengin tarihi ve etkileyici tapınak kalıntılarıyla tanınır. 18. yüzyılda Burmacılar tarafından ele geçirilene kadar, bölgenin en büyük ve en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Ayutthaya, çok kültürlü yapısıyla, Siam, Çin, Hindistan ve Avrupa kültürlerinin etkileşimde bulunduğu bir merkez olmuştur. Bugün, tarihi yapıları, kanalları ve kültürel mirasıyla ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.