Madrid, İspanya’nın başkenti olarak 1561 yılında, İber Yarımadası’nın tam ortasında yer aldığı için seçildi. Kültür açısından oldukça zengin olan Madrid, Avrupa sanatını keşfetmek için en önemli duraklardan biridir. Üç dünya çapında galeri - Prado Müzesi, Thyssen-Bornemisza Müzesi ve Reina Sofia Sanat Merkezi - sayesinde sanatseverler adeta bir kültür hazinesi olan bu Sanat Üçgeni’nde, Picasso ve Goya gibi sanatçıların eserleriyle büyülenebilir. Madrid sokaklarında dolaşırken, ortaçağdan kalma dar sokaklar sizi büyüleyici meydanlara çıkarır; ayrıca, şehrin en iyi tapas barlarının bazıları bu küçük sokaklarda saklanmıştır.

İspanya'nın kuzeydoğusunda yer alan Barselona, Akdeniz’in parlayan incisi olarak bilinir. Gotik mimarinin zarafetini modern sanatla birleştiren bu dinamik şehir, dünya çapında ünlü mimar Antoni Gaudí'nin eserleriyle doludur. Sagrada Familia, Park Güell, La Pedrera ve Casa Batlló gibi yapılar, şehrin eşsiz mimari dokusunun örnekleridir. Rengarenk sokakları, tarihi meydanları ve plajlarıyla Barselona, hem kültür hem de eğlence sunar. La Rambla caddesi boyunca yürüyüş yaparken sokak sanatçıları ve canlı kafelerle karşılaşabilirsiniz. Şehir, zengin mutfağıyla da ünlüdür; tapas barları, geleneksel Katalan yemekleri ve Michelin yıldızlı restoranlarıyla gastronomi tutkunlarına hitap eder.

Barselona’nın dışında, Katalonya’nın kasaba, köy ve plajları keşfedilmeyi bekliyor. Kültür meraklıları için, Dali’nin doğum yeri ve eserlerine adanmış bir müzeye ev sahipliği yapan Figueres şehri gezilebilir. Sahil boyunca, Cadaques gibi köyler mükemmel bir sahil kaçamağı sunarken, Costa Brava’nın plajları tam anlamıyla büyüleyici. İspanya’nın bu huzur dolu köşesinde güneşin tadını çıkarabilir, ister geleneksel bir deniz mahsulü tavernasında ister bir Michelin yıldızlı restoranda harika Katalan lezzetlerini deneyimleyebilirsiniz.

Andalucía, muhteşem plajları ve keşfedilmeyi bekleyen zengin kültürü ile misafirlerin gözde ziyaret bölgesidir. Flamenkonun doğduğu bu bölge, geçmişin İspanya’sını canlandırırken, eşsiz gelenekleri günümüzde de hala yaşatılmaktadır. İnanılmaz mimarisi ile Sevilla, Granada ve Córdoba, İslam İspanyası’nın izlerini sunar. Ünlü Alhambra’dan Sevilla’nın etkileyici Alcazarı’na kadar, Mağribi etkileri sizi gerçekten büyüleyecek. Bir zamanlar batı Avrupa’nın en büyük şehri olan Córdoba, 10. yüzyıla tarihlenen ve şehrin çeşitli kültürünün sembolü olan muhteşem Mezquita’sı ile göz kamaştırıyor.

Mallorca, İspanya’nın Balear Adaları’nın en büyük adasıdır ve Akdeniz’in gözde turistik destinasyonlarından biridir. Doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve zengin kültürel mirası ile her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilmektedir. Adanın kuzeyinde Tramuntana Dağları, yürüyüş ve doğa sporları için harika parkurlar sunar. Güneyde ise, Palma de Mallorca, Playa de Palma ve Cala Millor gibi plajlar, güneşlenmek ve su sporları için ideal alanlardır. Mallorca, zengin tarihi ile de dikkat çeker. Adanın başkenti Palma’da yer alan Palma Katedrali (La Seu), Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biridir. Ayrıca, tarihi eski şehir bölgeleri, muhteşem yapılar ve dar sokaklar ile doludur. Alcudia, Santanyí ve Sóller gibi kasabalar, geleneksel İspanyol mimarisi ve yerel pazarlarıyla keşfedilmeyi beklemektedir.

Bask Bölgesi’nin gözbebeği San Sebastián, doğal güzellikleri, zengin kültürü ve nefis mutfağıyla keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. İspanya’nın kuzey kıyısında yer alan bu zarif şehir, hem deniz hem de dağ manzaralarıyla büyüleyici bir atmosfer sunuyor. San Sebastián’ın en ünlü plajı olan Playa de la Concha, ince altın kumları ve sakin suları ile ziyaretçileri kendine çekiyor.  Şehrin sokakları, lezzet dolu pintxos barları ile doludur. Pintxos, Bask mutfağının vazgeçilmez bir parçası olan, genellikle bir dilim ekmek üzerinde sunulan küçük atıştırmalıklardır. Taze deniz ürünleri, şarküteri ürünleri ve yerel sebzelerle hazırlanan pintxoslar, akşamüstü bir kadeh şarap eşliğinde tadına bakmak için mükemmel bir seçenektir.

San Sebastián’ın batısında yer alan Bilbao, İspanya’nın kuzeyinin sanatsal merkezi konumundadır. Guggenheim Müzesi’nin çarpıcı görünümüyle tanınan bu ikonik yapı, Bilbao’yu canlandırmış ve kültür tutkunları ile turizmdeki artışa yol açmıştır. Bilbao, eklektik mimari tarzlarıyla ünlüdür ve şehrin barok sokakları ile modern başyapıtlarını keşfetmek gerçekten değerlidir.

İç kesimlere doğru, tepelik köylerden geçerken ve dalgalı tepelerin arasından yol alırken, La Rioja’nın bağları sizi bekliyor. Bu bölge, dünya çapında ünlü lezzetli şaraplarıyla tanınmakta; ancak buradaki büyüleyici manzara, bir kadeh kırmızı şarap kadar etkileyicidir. Dağlar, yemyeşil ormanların üzerinde yükselirken, bu muhteşem peyzajın içinde keşfedilmeyi bekleyen birçok şarap üreticisi bulunmaktadır.